Sevgili dostlar,
öncelikle eskisi kadar sık yazı yazamadığım için herkesten özür dilerim. İş güç yoğun lafı ağzımıza yapışmış, her şeye aynı bahaneyi buluyoruz. Ben de iş güç yoğun diyeceğim ama kendim de kabul etmiyorum aslında. Sadece diyeceğim ; bundan sonra belki eski ritminde olmayabilir ama daha sık ve düzenli yazı yazacağım. Size söz!
Gelelim yazımıza… Geçen haftalardaki kısa ama yoğun geçen İzmir seyahatimin detaylarını sizlerle paylaşmanın zamanıdır diye düşünüyorum. Beni bilirsiniz, İzmir’e pek yolum düşmez. Ama bu defa 5 tam gün İzmir’e ayırdım ve tadı damağımda kaldı diyebilirim. Bu ziyaretlerin bir kısmında İzmir’in blog camiasından sevgili yiyomfoodblogger da bizimle beraberdi. Kendisinin tavsiyelerine uymanın ne kadar harika olduğunu az sonra göreceksiniz.
İlk durağımız Kemeraltı’nda bulunan Bizim Mutfak Lokantası. Tipik bir esnaf lokantası dedim ama tipik kavramının çok ötesinde bir menüye sahip. Fazla detaya girmeyeceğim ama Salı ve Perşembe günleri balık çorbası ve ördek çorbasını mutlaka denemek lazımmış. Ben denk gelemedim, siz ıskalamayın! Bunun dışında yeşil elmalı kuru fasulyesi hakkında da acaip şeyler duydum, aklınızda bulunsun.
Öğle saatlerinde maksimum dolu. Minik masanızı bir başka kişiyle paylaşma olasılığınız çok yüksek. Girişte tüm yemekleri tencerelerde görebilirsiniz, siparişinizi bu noktadan vermek çok daha yerinde olacaktır. Yazın bu sıcağında zeytinyağlı ağırlıklı yemekler elbette. Sol üstte gördüğünüz Girit kabağını bir kenara not etmek şart!
Tam biz oradayken tencerelerde azalan yemeklerin son porsiyonları tabaklara alındı. Bu da böyle bir kare…
Sağda zeytinyağlı tabağı var. İçinde börülce, taze fasulye, bamya, semizotu ve şakşuka. Girit kabağı ve bamya beni benden aldı. Solda ise Tire köfte. Instagram hesabıma bazı İzmirli dostların yazdığı yorumlarda gerçek Tire köfte sunumunun böyle olmadığı belirtildi ama bize gelen tabak bu. Ben de gelen tabağı yorumlayabilirim. Köfte beni çok etkilemedi ama altında kızarmış patates ve yoğurtla birlikte toplamda gayet iyi bir noktaya gelmiş. Bu 2 tabak fiyatı toplam 20 TL.
Bir uyarı : Kemeraltı’nda 2 tane Bizim Mutfak Lokantası var. Amca çocuklarıymış, ikisine de gittim. Diğerini hemen altta bulacaksınız. Ama çok yakınlarında 3. açılacak, bu ikisi ne kadar salaşsa 3. , yeni açılamasının etkisiyle sanırım, daha modern bir tasarıma sahip. Aklınızda bulunsun…
Foursquare : Bizim Mutfak Lokanta
Bu da amcaoğlunun yeri. Biraz daha küçük ama sistem aynı. Yemekler de benzer.
Annem harika yapar, gördüğüm yerde kaçırmam. İşkembeli nohut veya nohutlu işkembe, hangisini daha çok sevdiğinize göre 🙂 Öyle hemen yüzünüzü ekşitmeyin, nohut yumuşacık işkembeyle nefis oluyor. Sakatat yiyen yemeyen herkes bu ziyafete davetlidir!
Ciğerin ucundan tadına baktım sadece, güzeldi.
Ama İzmir’de en beğendiğim lezzetlerden bir tanesi olan Girit kabak bambaşkaydı. Zeytinyağlı tazecik kabak nefisti. Yanında yoğurtla beraber tam bir yaz yemeği. Bayıldık.
Bu Bizim Mutfak Lokantası da gayet başarılı. Fiyatlar da aynı, her tabak 10 TL
Foursquare : Bizim Mutfak Lokantası
İzmir’de bulduğum en özgün mekan ise Münire. Münire bir gazozcu, hatta gazozcu-eskici. Evet yanlış okumadınız. Gazoz dükkanı. Türkiye’de halen üretilmekte olan 60’a yakın gazozdan 25’ini satıyor, kalanları ise satmak için araştırıyor. Diğer yandan ise dükkan eskici. Türkiye ve yurt dışındaki eskicilerden toplanmış binlerce ürün sergileniyor. Dekora da bayıldım. Ha bu arada gördüğünüz her şeyi satın alabilirsiniz.
Münire’de sadece gazoz, kahve ve çay var. Bu ortamı ne kadar anlatsam boş, mutlaka yerinde görülmeli.
Cincibir İzmir gazozuymuş. Hemen üstünde hüzünlü gözlerle bakan çiko, geçen yıllara inat ayakta kalan bu yorgun gazoz şişelerinin hüznüne ortak olmuş gibi. Ne dersiniz… Tamam kızmayın, kabul, biraz abarttım 🙂
Ve Münire’nin kedisi Duman, Oburcan abisine “yemeğime ortak olma” dercesine bakarken 🙂
Foursquare : Münire
Diğer bomba mekan ise bir İzmir klasiği olan şambali tatlısının hasını yiyebileceğiniz Meşhur Hisarönü Şambalicisi. İrmikli bir tatlı olan şambali, şekil olarak revaniye benzemekle birlikte oldukça sert bir yapısı ve kıvamlı bir şerbeti var, tadı ise tarif edilmez yaşanır cinsten.
Foursquare : Meşhur Hisarönü Şambalicisi
İzmir’in klasiklerinden olan ve Bostanlı’da bulunan Bravo pastanesine dondurma için bayağı bir yol aldık ama o sıcak havada o yola değdi. Hem vapur sefası, üstüne dondurma insana yorgunluğunu unutturuyor. Çeşitler sayılacak gibi değil. Benim dondurmam en alttan üste doğru schwartzwald yani kara orman, amaretto, fıstıklı ve en üstte menekşeli. Menekşeyi sevmediğimi itiraf edeyim ama ben dondurmada dar kalıpları aşamıyorum, meyveli çeşitleri de sevmem. Bu nedenle siz bana bakmayın, çok sevenler olacaktır. Kara ormanı en çok sevdim elbette, amaretto ve fıstıklı da gayet başarılıydı.
Foursquare : Bravo Pastanesi
http://www.bravopatisserie.com.tr
Bir diğer İzmir klasiği olan Reyhan pastanesinde ise vişneli sükse daha bir acaipti. 2 kek arasında dondurma güzel olacak elbette, sözüm yok ama üstündeki vişneli sos enfesti. Üstündeki vişneleri tek tek yeme keyfi de ekstra bir güzellik oluyor elbette. Beni çocukluğuma götürdü. Yanında da bergamotlu çay ile tamamlandı.
Foursquare : Reyhan Pastanesi
İzmir’de La Cigale ismi de son derece saygındır. Hatta bu sitede sevgili Kutlu Singil’in yazdığı bir La Cigale yazısı bile mevcut. Bu nedenle gitmemek olmazdı. Lakin şanssızlığı son derece kısıtlı bir zamanda ve neredeyse tok olarak gitmemiz. Bu nedenle fazla yemek şansımız olmadı. Yediğim dana carpaccio da aşırı balzamik sirkesi ve zayıf etiyle bende hiç iz bırakmadı.
Foursquare : La Cigale
Bir başka akşam yemeği için tercihimiz Meyhane Piero. Tarihi bir binada harika bir dekorasyonu var. Arka bahçesi ise kalabalıktan bir anda kurtarıyor, adeta kurtarılmış bölge gibi. Zeytinyağlı baby ahtapot ile başladık. Gayet leziz.
Mezelerden zeytinyağlı Girit kabağı olmazsa olmazımız zaten, onu anladınız. Ve bir diğeri atom. Kabak enfes, atom üzmez.
Ciğerin ucundan aldım diyebilirim, gayet güzeldi. Toplamda harika lezzetler diyemem ama ortalamada sınıfı geçer.
Ve İzmir’de boyoz ile kahvaltı yapılacak elbette. İlk denemeyi Alsancak Boyoz Fırınında yapan Oburcan kardeşiniz oradan memnun kalmadı ama ertesi sabah otel kahvaltısında gördüğüm boyoz bana İzmir havasını verdi. Lakin Alsancak Dostlar Fırını ismini çok duymama rağmen gidememiş olmam üzüntü verici. Yine de bilgi olarak yazmak istedim. Aklınızda bulunsun.
Kemeraltı’nda Bizim Mutfak’a giderken köşede gördüğüm Tarihi Güven Lokantası’nın iskenderi aklımda kalmıştı. Kömür ateşinde pişen döner gözüme güzel gözüktü. Bu nedenle sonraki gün yine soluğu Kemeraltı’nda aldık ve Güven’e oturduk. Ama iskender beklenen etkiyi yapmadı. Eti, tereyağı ve sosu ile toplamda vasatı aşamadı. Bence siz yine Bizim Mutfak’a gidin!
Foursquare : Tarihi Güven Lokantası
Yine vakti zamanında Kutlu Singil’in yazısını yazdığı Cimbomlu Meşhur Söğüşçü‘deyiz. İzmir’de söğüş olayını çok seviyorum. Kuzu kellenin yanında dil, yanak ve beyine ilave olarak hatırı sayılır miktarda baharatla bu dopdolu dürümün lezzeti coşuyor. Yıllar önce Ankara’da açılıp da tutmaması ve kapanmasını hiç anlamıyorum. Bu lezzetin kıymetini bilemedi Ankara!
Foursquare : Cimbomlu Meşhur Söğüşçü
Gidilecekler listemdeki bir diğer nokta Kemeraltı’nda Ayşa Boşnak Börekçisi. Buraya dikkat. Kemeraltı’nda Abacıoğlu Han’da bulunan şubesine gidin derim, yeri zor ama inanın buna değer, dekorasyonu ile harika bir ambiyansı var. Boşnak böreğini Haziran başındaki Balkan gezimde Bosna’da Başçarşı’da yemiş ve beğenmiştim. Burada da denememek olmazdı. Önce mantı ile başladık. Ortalamanın üstünde bir mantı. İç malzemesi biraz az olsa da tadı güzel.
Boşnak böreği peynirli, patatesli ve kıymalı olarak geliyor. Bosna’da yoğurtlu halini yemiştik. Börek olarak güzel ama dahası var mı derseniz bir şey diyemem. Börek severler için bir alternatif.
Foursquare : Ayşa Boşnak Börekkçisi
Abacıoğlu Han’da Ayşa’nın hemen yanında yer alan Yolo Art&Lounge’un yanından geçip giderken iç kısmın dekorasyonu dikkatimizi çekti ve ister istemez içeri girdik. İyi ki de girmişiz. Mekanın sahibi Cem beyle tanışıp 230 yıllık binanın hikayesini dinledik ve mekanı ince ince gezdik. Son derece titizlikle dekore edilmiş. Sıradışı aksesuarlar kullanılmış. Fotoğrafta gördüğünüz 1936 model bir Rus denizaltısından alınmış manyetolu telefon. Bu ve bunun gibi pek çok ilginç obje keşfedilmeyi bekliyor. Ayrıca kahve çeşitleri kayda değer. Yemek ve tatlılara da bir bakıp bana haber ederseniz çok sevinirim.
Foursquare : Yolo Art&Lounge
Urla Bağbozumu Şenliği’ne denk gelmek de şans oldu elbette. Sabahın erken saatlerinden itibaren Urla’da dolaşmak son derece keyifliydi. Malgaca Pazarı’nı not almanızı rica ederim. Öğlene kadar dolaşan Oburcan kardeşinizin karnı acıkınca elbette Beğendik Abi’ye oturdu. Yemek çeşitleri baş döndürücü. Tezgahın başında sadece bilgi almak bile dakikalar sürüyor. Yemeklerin görünümü harika olduğu gibi ilginç içerikleri de fena halde aklınızda kalıyor.
Bu zeytinyağlı tabağında kabak çiçeği dolması, enginar çanağında dolma, üstte görülen çiğ dolma, çipohorta(karışık bahçe otları), Girit kabağı ve çalkama var. Çiğ dolma tabağın ve bence işletmenin yıldızı. Muhteşem! Sadece bunun için Urla’ya giderim, o derece. Yanında gelen asma yapraklarının içine koyarak ve sararak kendi dolmanızı da yapabilirsiniz ama bence hiç sarmayın, doğrudan kaşıklayın. En güzeli bu. Bahçe otları da değişik lezzetleriyle akılda yer ediyor.
Tezgahta gördüğüm Urla güvecinin tabaktaki görüntüsü daha da güzel. Altında beğendi ile servis ediliyor. Beğendi güzel. Lakin odun fırınında 4 saat pişmiş dana eti lime lime olmuş, bayıldım. Beğendi ile de lezzeti karıştırmayın derim, et o kadar lezzetli ki, sadece ete yoğunlaşmak en iyisi bence.
Kuzu etli şevketibostan tipik bir Girit yemeği. Anneciğim de pek güzel yapar elleri dert görmesin. Beğendik Abi’de görünce dayanamadım. Hakkını vermişler. Şevketibostanın karakteristik tad ile kuzu etinin uyumu efsane olmuş. Ustanın ellerine sağlık…
Girit böreği tatlısı da aklımda ve lezzet hafızamda yer edenlerden. İnce baklava hamuru içine lor ve üstüne şerbet. Sade ama kuvvetli bir lezzeti var. Şiddetli tavsiyelerimdendir kendisi!
Foursquare : Beğendik Abi
Urla’ya gitmişken Ünal Kardeşler’de Urla katmeri yememek de olmazdı elbette. Olmadı da. Sahilde yer alan Ünal Kardeşler’in menüsü çok geniş, hatta belki de gereğinden fazla geniş, yok yok. Ama biz son derece kararlı adımlarla girdik ve katmerimizi yedikten sonra çıktık. Sonuç? Beni pek etkilemedi. Ortalamanın üstünde bir kıymalı börek yedim, fazlası yok.
Foursquare : Ünal Kardeşler
Urla’da İrmik Hanım Patisserie gerek dekoru gerekse ürünleri ile hemen dikkat çeken bir mekan olmuş. Bizim yediğimiz acı badem kurabiyesi ve buğday unlu ve üzümlü kek gayet başarılıydı. Kendi yapımı limonatasını da beğendim. İrmik Hanım da ziyaret edilmesi gereken mekanlardan.
Foursquare : İrmik Hanım Patisserie
İşte İzmir şimdilik benden bu kadar dostlar. Gezinin devamı yakında gelecek. Sevgiler…
Oburcan